1 Mart 2010 Pazartesi

GALATASARAY 4 - 1 KASIMPAŞA


Doğrusunu söylemek gerekirse, Avrupa'da oynadığı yüksek tempolu ve stres yüklü Atletico Madrid maçlarından sonra Galatasaray Futbol takımından bu denli yüksek tempolu bir maç çıkarmasını beklemiyordum. Özellikle maçın ilk yarısında, devamlı pres yaparak topu Kasımpaşa yarı sahasında tutmaları, misafir ekibe ilk yarıda oldukça zor anlar yaşattı. Bu baskı ilk yarıda Galatasaray'ın gol bulmasını sağladı. Uzun süredir ilk golü bulduktan sonra oyunu rolantiye alma hastalığına yakalanan (hastalık diyorum çünkü her bunu yaptıklarında son dakikalarda kalelerinde gol görüp beraberliğe razı olmak zorunda kaldılar) Galatasaray, ikinci golü aynı tempoda aramaya devam etti. Fakat ilerleyen dakikalarda gelmeyen gol ile birlikte, geride kalan 10 günde 3 üst düzey tempolu maç oyanayan Galatasaray oyundan düşmeye başladı. Özellikle 50. dakikadan sonra Kasımpaşa'nın ayağa isabetli pasları Galatasaray'ı zor duruma düşürmeye başladı. İkinci yarıda Sancak yerine Ali Güneş'i oyuna alan Yılmaz Vural, Kasımpaşa'nın sağ kanattan tehlikeli akınlar yaratmasını sağladı. Galatasaray'ın aksayan sol bekini düşünerek yapılan bu hamle Kasımpaşa'ya beraberlik getirdi. Beraberlikten sonra Galatasaray öne geçmek için tekrar bastırmaya başladı. Gol ile moral bulan ve direnci artan Kasımpaşa ise başarılı bir savunma oyunu çıkarmaya başladı. Oyunun kilitlendiği anda Keita muhteşem bir golle takımı öne geçirdi. Daha sonra Caner'in gerilerden ortasında Jo top ile buluşmak üzere iken Koray tarafından düşürülerek Galatasaray bir penaltı kazandı. Aynı zamanda bariz gol şansından Koray kırmızı kart ile oyundan atıldı. Penaltıyı gole çeviren Jo ile de Galatasaray 2 farklı üstünlük sağladı. Galatasaray'ın son golü ise gio nun müthiş deparı sonrası Keita'ya yaptığı asist ile geldi. Her ne kadar hazırlanışı ve son vuruşu ile güzel bir gol olsa da Keita hem rakip defanstan hem de toptan ileridre olduğu için gol net ofsayttı. Yardımcı hakem bu ayrıntıyı göremedi .


Maçın genelinde Kasımpaşa'nın açık oyunu seyir zevki yüksek bir maç izlememize sebep oldu. Yılmaz Vural'ın korkusuz oyunu, maç içinde yaptığı akıllıca değişiklikler, bu teknik adamın Türkiye için gerçekten de vazgeçilmez bir isim olduğunu tekrar gösterdi. Kasımpaşa'lı futbolculara cesareti, Kasımpaşa futbol takımına da karakteri aşılamış.

Galatasaray'ın ilk onbirine baktığımda uzun süredir formsuz olan Ayhan ve Mehmet Topal'ın ve Hakan Balta'nın sakatlığı yüzünden sol bek oynatılan Caner'in aksayacağını düşünüyordum. Caner konusunda yanılmadım, kaldı ki sol bek onun mevki değil bu beklenmedik bir durum olarak göze batmadı. Ama Ayhan ve Mehmet Topal formsuzluklarını biraz olsun üzerlerinden atmış göründüler.

Sabri uzun süredir sakat değilmişçesine mücadele etti, her ne kadar yenilen golde büyük hatası varsa da, Sabri'nin oyunda olması her zaman Keita'nın verimini arttırıyor.

3 haftadır acımasızca eleştirilen Giovanni Dos Santos ise Galatasaray'a geldiği günden beri belki en güzel maçını çıkardı. Maç içerisindeki top ayağında koşuları, anahtar pasları, vücut çalımları ile uzun süredir kendini eleştirenleri utandırarak maçın adamı olmayı hak etti.
Galatasaray'ın Hakan Şükür'den beri sırtı kaleye dönüp top dağıtımı yapabilecek bir forvet ihtiyacı var. Bunu Nonda ile az da olsa kapatmışlardı. Ama Nonda'nın istikrarsız formundan sonra Jo'nun bu boşluğu rahatlıkla kapatacağını dün gördük. Özellikle top ayağında iken rakip savunmaya zor anlar yaşatabiliyor. Takım ile uyum süreci bittikten sonra çok faydası olacağını düşünüyorum.
Arda bu maçta önceki maçların yorgunluğundan olsa gerek biraz idare etti ama dikkatimi çeken bir nokta var. Arda'nın özellikle Gio'ya pas vermediğini düşünüyorum. Kaptan olarak bu davranışı ona yakışmıyor. Arda bunu bence Gio'nun kendi gibi altyapıdan gelen her zaman sahip çıktığı Emre Çolak'ın formasını almasından ötürü yapıyor. Ama Galatasaray kaptanına bu gibi davranışlar yakışmıyor. Kaldı ki bu davranışına devam ederse Rijkaard'ın takım oyununu baltalayan baş aktör haline gelecektir.
Son söz ve galibiyetin aslan payı Keita'nın. 75. dakikada attığı gol Galatasaray'a hayat verdi. Maç beş dakika daha berabere devam etse idi galibiyetin riske girmesi çok yüksek ihtimaldi. Attığı gol tekrar tekrar izlemeye değer.

23 Aralık 2009 Çarşamba

Ajax İşi Abarttı

Hollanda Kupası 4. turunda Amatör Küme takımlarından Wezep Hattemerbroek Combinatie'ye (WHC) konuk olan Ajax, rakibini 14-1 yenerek kupada adını çeyrek finale yazdırdı.
İlk yarısı da Ajax'ın 6-1'lik üstünlüğüyle tamamlanan maçta konuk ekibe bu farklı skorlu galibiyeti getiren golleri; Luis Suarez (6), Marko Pantelic (2), İsmail Aissati (2), Kennedy Bakırcıoğlu (2), Demy de Zeeuw ve Bosch (kendi kalesine) kaydetti. Konuk ekibin tek sayısı ise ilk yarıda Stel'den geldi.
WHC aslında bir maçta 14 golü ilk kez yemiyor.Daha önce 2000 yılında Barcelona ile yaptıkları maçıda 14-0 kaybetmişlerdi.

YORUMSUZ.....Selçuk Dereli hakemliği bıraktı


Catalunya:4-Argentina:2





İspanyaya meydan okuyan Katalanlar efsane Johan Cruyff'un yönetiminde çıktıları maçta bir başka efsane Maradona'nın Arjantin'ini 4-2 yenmeyi başardı.Katalanların kalbi Nou Camp'taki maçta yarı Barcelona'dan oluşan Takım gövde gösterisi yaptı.Maçın yanında bağımsızlık mücadelerinin gösterisi kabul edilen maç oldukça ilgi çekiciydi.Maçta Valdes, Bruno, Puyol, Capdevila, Oleguer, Xavi, Pique, Busquets, Bojan, Sergio, Garcia onbiri ile mücadele eden takım oldukça güzel bir oyun sergiledi.Doğrusu Barcelona başkanı Laporta'nın tribünde keyfine diyecek yoktu.




Özer de Souza....


Fenerbahçe beklendiği gibi Ziraat Türkiye kupasına iyi bir başlangıç yaptı.Maçın sonunda Altay karşısında 3-0'lık skorla galip gelen Fenerbahçe 90 dakika boyunca rahat bir oyun sergiledi.Fazla oynama fırsatı bulamayan Bekir,Deniz,Uğur ve Volkan Babacan'ın da şans bulduğu maçta Özer güzel oyunu ve attığı 2 golle yıldızlaştı.Fenerbahçenin diğer golü Mehmet Topuz'dan geldi.Ankaraspor'dan transfer edildiğinde beklentiler yüksekti genç oyuncudan.Sezon başı sakatlığı ve forma fırsatı bulamamasından dolayı acaba İstanbul'dan yine mi bir yıldız adayı kayacak derken,Özer verilen fırsatları iyi kullanmaya devam ediyor.Umarız böyle devam eder hem Fenerbahçe hemde milli takım önemli bir yıldız kazanmış olur

Efsane Geri Döndü....Schumi F1'de



Formula 1'in efsane ismi Michael Schumacher'in Mercedes GP takımıyla 2010 yılı için anlaştığı açıklandı.Yıllık 7 milyon €'luk bir anlaşmaya imza atan Schumacher'in ilgini giderek azaldığı F1'e yeniden hareket getirmesi bekleniyor.

Şahsi kanaatim Schumacher'e kırmızının çok yakıştığı.....Onu F1'de tekrar görmek çok güzel olacak ama Ferrari koltuğunda görmek çok daha güzel olabilirdi

22 Aralık 2009 Salı

FIFA 2009 Dünyada Yılın Futbolcusu





21 Aralık 2009 Pazartesi

Zirve Sarı Lacivert

Fenerbahçe zorlu Trabzon deplasmanından galibiyetle dönerek ilk yarıyı lider tamamlamayı başardı.Zor deplasmanın ilk 30 dakikalık bölümü seyir zevki olarak ilk yarının en güzel maçlarından biriydi.Maçın başındaki tempolu oyun maçın bol gollü geçeceği beklentisi uyandırdı bizlerde.Ancak 2 takımda ilk yarıda gol atma becerisini gösteremedi.Şenol Güneş oluşturduğu orta saha ile galibiyeti istediğini belli etmişti aslında.Alazinho'yu Alexin Fenerbahçedeki mevkiinde oynatarak bu oyuncunun sürat ve teknik özelliklerinden faydalanmayı planlamıştı.Ancak Fenerbahçenin orta sahadaki fizik üstünlüğü özellikle sakatlığını tam olarak üstünden atamayan Emre yorulana kadar Fenerbahçedeydi.Umut ise Lugano ve Bilicanın arasında beklenen etkinliği gösteremedi.Bilica bu maçtada ne kadar yararlı bir oyuncu olduğunu gösterdi.Fenerbahçe'de değişen çok fazla birşey yok aslında.Rakip kadar mücadele ettiğinde tüm takımları yenebilecek kaliteye sahip olan Fenerbahçe,kontrollü ve sabırlı oyunuyla sonuca gitmesini bildi.Bekleneni henüz veremeyen İspanyol golcü dün gece attığı golle takımına hayat verdi.Akılda kalanlar arasında yine Guiza'nın ceza sahası dışından kaleye yolladığı direkten dönen topta gecenin güzel hareketlerindendi.
Alex için konusmaya gerek yok.Bu adam kadar ayağına topun yakıştığı başka bir futbolcu yok Turkcell Süper Liginde.
Macın başında Trabzon atağında ofsayt bayrağını kaldıran hakeminde biraz dersine çalışması ve ofsaytın nasıl olduğunu yada olmadığını öğrenmesi gerekir.O pozisyonda kalkan yanlış bayarak olmasaydı maç sonucuda belki farklı olabilir.
Sonuçta Trabzonspor şampiyonluk ümidini bir sonraki sezona bırakırken,Fenerbahçe şampiyonluk yolunda önemli bir virajı geride bırakarak ilk yarıyı lider tamamladı.
İkinci yarıda fikstüre göre İstanbul dışına pek çıkmayacak olan Fenerbahçe bizlere göre Şampiyonluğun bir numaralı favorisi olduğunu göstermiş oldu.

20 Aralık 2009 Pazar

Yenilgisiz Lider - BEŞİKTAŞ: 0 - FENERBAHÇE ACIBADEM: 3

Fenerbahçe Acıbadem Aroma Bayanlar 1.Ligindeki yenilgisiz liderliğini bu hafta oynadığı Beşiktaş derbisi ile perçinledi.(SETLER: 22-25, 18-25, 11-25 )
Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde de Çek Cumhuriyeti temsilcisi Mondraska Prostejov, Rus takımı Dinamo Moskova'yı ve Polonya’nın Aluprof Bıelsko Bıala takımı’nı da 3-0’lık skorlarla mağlup eden Sarı Kanaryalar, Beşiktaş karşısında maçı zorlanmadan kazandı.
Fenerbahçe Acıbademde Eda,Seda ve Avrupa'nın en önmeli smaçörlerinden Gamova'yı seyretmek gerçekten büyük keyifti.
Maçta zaman zaman gerginleşen tribün atmosferine güvenlik güçlerinin zamanında müdahalesi olayların büyümesini engelledi.Bu gergin atmosferde oynanan maçı Fenerbahçe Acıbadem kazanarak liderliğini sürdürdü.

Messi no es Argentino!


Arjantinde yayınlanan haberlere göre Altın Top sahibi Lionel Messi, Barcelona ile başarıdan başarıya koşarken, Arjantinli'lerin gittikçe antipatisini kazanmaya başlamış. Hatta öyleki Buenas Aires'in merkezi La Plata'da duvarlarda Messi'ye hakarete varan duvar yazıları ile dolmaya başlanmış. Tabi ilk bakışta adamlar dünyanın en iyi futbolcusuna sahip nasıl olabilir böyle birşey, bizde Primier Lig'de Tuncay'ın alt sıra takımlarında attığı goller haftalarca jenerik olarak gösterilirken bu adama niye küfrediyor kendi halkı diye düşünüyor insan. Arjantin'lilerin sinirlerinin sebebi ise gayet açık. Messi Barça'da herkese parmak ısırtırken, Arjantin milli takımında ise aynı başarıyı bir türlü yakalayamıyor. Arjantin'liler onu yeni "Marodona" olarak görmek isterken Maradona'nın kurduğu takımda istenilen patlamayı yapamıyor. Bunun tabi birçok sebebi olabilir.

Bunun yanı sıra Messi'nin Estudiantes ağları uzatmalarda attığı gol bardağı taşıran son damla oldu. Özellikle bu maçtan sonra Arjantinli taraftarların: "Messi, haz eso en el Mundial" diye tempo tutması (Messi, bunu Dünya kupasında da yap) sorunun aslında nerden kaynaklandığına dair bir delil. Ancak şu bir gerçek ki Arjantin Dünya Kupası'na son anda da olsa katılmayı başardı. Şimdi Kupa'da oynayacak olan Messi, yeteneği ile Arjantin'e şampiyonluk kazandırabilirse o zaman işte yeni "Maradona" olabilir Arjantin'lilerin gözlerinde çünkü şu sıralar La Plata'lılar Messi'in takımına klübüne tüm kupaları kazandırmasını pek de umursamıyorlar. Hatta bunun en çarpıcı örneği son Arjantin maçında yaşandı, taraftarlar "Messi es no Argentino" diye bağırması bunu açıkca ortaya serdi. (Messi Arjantinli değildir!)

Real Madrid Çıldırdı- R.Madrid 6- R. Zaragoza 0

Maçın sadece ilk 70 dakikasını izleyebildim. Son bölümlerinde sızıp kalmışım. Ama uyumam maçın sıkıcılığından değil tabiki. Daha 28. dakikada 3-0 olan bir maçtan söz ediyoruz. Maç başlar başlamaz henüz daha 3. dakika tamamlanmamışken Higuen sol çaprazdan girip köşeye nefis bir top bıraktı.Ardından Van Der Vaart'ın arka arkaya gelen 2 golü. İlkinde Marcelo'nun, ikincisinde ise Ramos'un asistleri mükemmeldi.İlk yarı bitmeden Higuen'in 2. golüyle durum 4-0 oldu. İlk yarı boyunca Zaragoza'nın tek bir şutu vardı.Real Madrid, sağ ve sol beklerinin de katkısıyla müthiş hücum varyasyonları yaptı. Pelegrini'de uzun süreden sonra ilk kez keyifli bir maç izledi. İkinci yarıda aynı tempoyla devam etti. Ronaldo free kicklerde aradığı golü bulamazken, kaleciyi yatırıp 5 kişi arasından attığı gol enfesti.Marcelo yerine oyuna giren Benzema ilk girdiği pozisyonda golü kaçırırken, ikincini affetmedi. Gol sonrası Anelka vari gol sevinci ilginçti.

Real Madrid maç boyunca rakibine pozisyon vermedi. Sürekli hücumu düşündü. Skor 6-0 olunca bile saldırarak Şampiyonluğa ne kadar aç olduğunu gösterdi.Ronaldo oynadığı sürece Madrid'in ligde fazla zorlanmayacağını düşünüyorum.

19 Aralık 2009 Cumartesi

Dünyanın En Büyüğü Barcelona


Barcelona,6.FIFA Kulüplerarası Dünya Kupası maçında Estudiantes'i normal süresi 1-1 biten maçta, uzatmalarda Messi'nin attığı golle 2-1 yenmeyi başardı. Maç ilk yarı itibariyle sıkıcı geçerken Estudiantes forveti Ledesma'nın Abidal ve Puyol'un arasından kafa vurarak attığı gol maçı bir nebze hareketlendirdi. İlk yarı böyle biterken 2. yarıya Barcelona İbrahimoviç'in kaçırdığı golle başladı. Henry'in çıkıp Pedro'nun girmesiyle hereketlenen oyunda Barcelona aradığı golü ancak 88'de Pedro ile bulabildi. Messi maç boyunca fazla gözükmedi derken uzatmalarda attığı muhteşem göğüs golüyle Barca'nın Dünyanın En büyüğü olduğunu ilan etti. Estudiantes'te forma giyen Veron'un yürümeye mecali yoktu. Takımını 10 kişi oynattı.Buna rağmen maçtan sonra Xavi ve Messi ile beraber ödül alması ilginçti. Neye istinaden o ödülü aldığına bir anlam veremedim. Öte yandan Henry yine Barcelona'daki en etkisiz isimdi.
Barcelona bu kupa ile bu sezon müzesine 6. kupasını götürdü ve bir sezonda bütün kupaları kazanan ilk takım oldu.

Avatar


Barcelona-Estaduentes maçına yetişebilmek için 14:30 seansına girmek zorunda kaldık. Salon hınca hınç doluydu. Önümüzdeki kadın 3-4 yaşında 4 tane çocuk getirmiş fakat filmin alt yazı olduğunu unutmuş.İzlediğim ilk 3D film oldu.Bir kere o gözlüğü takmak çok rahatsız edici. Filme gelince, uzun zamandır çekilen en iyi filmlerden biri diyebilirim.Ama abartıldığı kadar değil. O yüzden kendinizi fazla bir beklentiye sokmayın. Görsel olarak iyi olmasına karşılık, konu, kurgu oldukça basit.Görsellikler haricindeki film son sahneye kadar belgesel havasında geçti.Son bölümdeki savaş sahneleri ise filme verdiğiniz parayı kurtarıyor.
Yüzüklerin Efendisinden sonra bende bir tat bırakan film olmamıştı. Malesef bu film de o tadı bırakmadı.Son sözüm Peter Jackson'a.Keşke Yüzüklerin Efendisini hiç çekmeseydin. Senin yüzünden hiç bir filmi beğenmez oldum...

18 Aralık 2009 Cuma

Fenerbahçe'nin rakibi: Lille

Fenerbahçe, Uefa Avrupa Ligi'nde Fransa Temsilcisi Lille ile eşleşti. Lille klasik fransız takımlarının ağır ve tabiri caizse ''alt'' biten maçlarının aksine maçları bol gollü geçen bir ekip. Bunda takımın iyi kontraya çıkması ve hızlı forvetleri temel etken. İşin gerçeği eğer devre arasında Fenerbahçe takviye yapmazsa(özellikle forvet bölgesine) oynanacak maçlarda işi zor görünüyor.

Tabii bu maçlarda Daum faktörünü de unutmamak lazım. Önceliği her zaman lig olan (aslında türk futbol mantığına uygun) bir teknik direktörden taktik anlamda sürpriz gelebilir.

Son olarak, Gervinho'ya dikkat!

UEFA Avrupa Ligi 2.Tur Eşleşmeleri


Fenerbahçe ve Galatasaray'ın UEFA Avrupa Ligi 2. ve 3.turdaki rakipleri belli oldu.Fenerbahçe 2.Turda Fransa.'nın Lille ekibiyle eşleşirken tur atlaması halinde Liverpool-Unirea Urziceni eşleşmesinin galibiyle 3.turda mücadele edecek.
Galatasaray ise İspanyol Atletico Madrid ile eşleşti.Tur atlaması halinde ise Everton-Sporting Lizbon galibiyle mücadele edecek.


Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sol beki Roberto Carlos dün gece son kez Fenerbahçe formasını giydi.Elde ettiği inalmaz başarılar ve ödüllere rağmen mütevazi tavırları ve güler yüzüyle hepimizin hafızalarında unutmaz bir yer edinen Carlos'a bizde ''Yolun açık olsun FENERLİ CARLOS Usta'' diyoruz.

Şampiyonlar Ligi 2. Ön Eleme Turu Maçları


Yemekten gelince görebildim eşleşmeleri... Süpriz ve heyecanlandıran eşleşmeler var. Jose Mourinho,David Beckham ve Karim Benzama'nın eski takımlarına karşı oynayacak olmaları ilginç bir tesadüf olmuş. Onun dışında da kolay maçlar olmadığı meydanda. 2. tur mücadeleri ilk maçları 16/17 ve 23/24 Şubatta başlayacak ve rövanşları 9/10 ve 16/17 Mart tarihlerinde oynanacak.

Maçkolik Haftasonu


Cuma
20:00 TSL Beşiktaş- Bursaspor LigTv
21:25 Bundesliga Schalke 04-Mainz TRT3
Cumartesi
13:30 Kayserispor- Antalyaspor LigTv
14:45 Portsmouth-Liverpool Spormax
15:00 Pohang Steelers - Atlante NtvSpor
18:00 Estudiantes - Barcelona NtvSpor
20:00 Galatasaray - Gençlerbirliği LigTv
21:45 Fiorentina - Ac Milan Ntvspor
23:00 Real Madrid - Zaragoza Ntvspor
Pazar
16:00 Juventus - Catania NtvSpor
18:30 Köln - Nürnberg TRT3
20:00 Trabzonspor - Fenerbahçe LigTv
21:45 İnter - Lazio NtvSpor

UEFA Avrupa Ligi- 16/17 Aralık



17 Aralık 2009 Perşembe

Haftanın Resmi


O yüksekliğe çıktıktan sonra insan orada kalıp etrafdaki manzarayı izlemek ister. Fakat İsviçreli Andreas Kuettel'in böyle bir şansı yok.Engelberg'de yaptığı bu müthiş atlayış sonrasında pür dikkat düşeceği yeri kestirmeye çalışıyor.